Ekonomi

Malatya Barosu’ndan Az ve Orta Hasarlı Konutlara DASK Ödemesinde Yeni Dönem

Malatya Barosu’ndan Avukat Çağdaş Karaoğlan, depremzedelere müjde vererek, az ve orta hasarlı evler için DASK ödemelerinde yeni dönemin başladığını duyurdu.

Malatya Barosu’ndan Avukat Çağdaş Karaoğlan, 6 Şubat sonrası hasarlı binalar için DASK ödemelerine ilişkin değerli açıklamalarda bulundu. Avukat Çağdaş Karaoğlan, ağır hasarlı evlerin DASK poliçelerinde zeyilname zorunluluğu olup olmadığı ve eksik kalan binalara ilişkin birçok bilginin paylaşıldığını belirtti. tazminat alındığı, ağır hasarlı ve yıkılan evlerin kayıplarının daha fazla olması nedeniyle hafif ve orta hasarlı evlerin bir süre geri planda kaldığı belirtildi. Karaoğlan, orta ve hafif hasarlı binalarla ilgili mağduriyetlerin devam ettiğini, bu konudaki çalışmaların yeni yeni ortaya çıkmaya başladığını belirtti. Karaoğlan, bu gelişmelerden birinin de küçük ve orta hasarlı evler için arabuluculuğa başvurulması olduğunu belirtti.

“Hafif ve orta hasarlı ev sahipleri, kısa sürede DASK’tan ek tazminat alacak.”

Avukat Çağdaş Karaoğlan, “DASK, evlerinde oluşan hasar veya güçlendirme masrafları için hafif ve orta hasarlı ev sahiplerine orantılı bir ödeme yaptı. Bu tutarlar, ekspertiz raporuna gerek kalmadan, sigorta bedeli üzerinden belirlenen oran üzerinden ödendi. Bu oran orta hasarlar için yüzde 15, az hasarlı evler için ise yüzde 50 olarak uygulanıyordu.Ancak bu ödemeler aslında başlangıçtan itibaren kısmi bir ödemeydi ve kayıpların telafisi için yapılmıştı. Kayıplarını tamir edenler için erken çözüm, tamir edemeyenler için kısmi çözüm.DASK tarafından, zararlarını tam olarak telafi edemeyen depremzedelerin, kayıplarını kanıtlayan belgelerle yeniden başvuruda bulunmaları gerektiği belirtildi. uygulamada, muhtemelen ilk başvuruları tamamlanmayan yararlanıcıların mevcut olması nedeniyle, ek ödeme talep eden ikinci başvurular çoğunlukla sonuçsuz kalmıştır. Artık kayıplarını tam olarak telafi edemeyen depremzedelerin bu kayıplar için başvuru yapması gerekiyordu. “Resmi belge sunmalarına gerek kalmadan ek ödeme alabilmeleri gündemde” dedi.

Süreç nasıl işleyecek?

Süreç hakkında bilgi veren Avukat Karaoğlan, “Tazminatını karşılamaya yetecek kadar ödeme almayan ve henüz tadilat yaptırmayan hak sahibi, arabulucuya başvurursa, kendisine verilen fiili zararın tespiti için bilirkişi görevlendirilir. hafif veya orta hasarlı ev. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda hasarın aslında ödenen tutardan fazla olduğu görülüyor. “Aracılık yoluyla fark konusunda anlaşmaya varılır ve hesaplanan tutar derhal hak sahibine ödenir. “dedi.

İlgili tarafların, arabuluculuğa konu olan uyuşmazlıklar için bilirkişi atamasının çok hızlı bir şekilde yapıldığını belirttiğini belirten Karaoğlan, tespitin birkaç hafta içinde tamamlanabileceğini ifade etti.

Karaoğlan, “Tadilatına başlamış veya tadilatı tamamlamış hak sahiplerine aitse, tabii ki tadilatın başladığı veya tamamlandığı durumlarda hasarın tespitine yönelik bilirkişi incelemesi yapılamaz. Sigortalının yapması gerekenler” dedi. burada evin hasarlı durumuna ilişkin fotoğraf veya delillerin Arabulucuya veya varsa Avukatına iletilmesi ve zararın ve talebin çözümlenmesi gerekir.Burada dikkat edilmesi gereken, burada bu ispat belgelerinin herhangi bir şekilde algılanmaması gerektiğidir. mahkemelerde delil olarak sunulan belgeler. Arabuluculuk sürecinde önemli olan, zararın gerçekte ödeme tutarından fazla olduğuna DASK’ı ikna etmektir. Dolayısıyla belgelerin resmi belge niteliğinde olması kuralı aranmaz. Burada, Mahkeme olarak doğrudan yargılama ve karar olmayacak, arabuluculuğun tarafı olan hak sahipleri ile DASK arasında anlaşma sağlanacak. Söz konusu gelişmeler, kayıpların hızlı bir şekilde giderilmesi için gösterilen çabalar sonucunda ortaya çıktı. Hak sahiplerinin yargılama sonucunu beklemelerine gerek kalmadan, depremzedelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için alternatif seçenekler sunuluyor. Bir yol olarak kabul edilir. Ayrıca mahkemelerin iş yükünün azalması da usulün bir diğer faydasıdır. Ancak burada çok önemli bir husus bilinmelidir ki, arabuluculuk yoluyla anlaşmaya varılması halinde artık bu uyuşmazlığa ilişkin dava açılamayacaktır. Bu nedenle yararlanıcının arabuluculuk yoluyla DASK’tan bir miktar daha ödeme alıp dava açabileceğini düşünmemesi gerekiyor” dedi.

Karaoğlan, hak sahibinin, zararı karşılayacağına ikna olduğu ölçüde kabul ederek anlaşma yapması gerektiğini, aksi halde hak kaybı yaşamamak için anlaşmayı kabul etmemesi ve davaya başvurması gerektiğinin de altını çizdi. -MALATYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu